Merhaba arkadaşlar, ben Lucas. Öncelikle özür dileyerek başlayayım. Önceki hafta yoğunluklarımdan dolayı Solo Leveling analiz/teori yazısını yayınlayamadım ve artık her hafta yayınlamaya çalışacağım. Yazıma geçmeden önce bir analiz/teori yazısı olduğu için içinde bol bol spoiler bulunacak. Okumadıysanız ya da güncel değilseniz okumanızı tavsiye etmiyorum. Ama gene illa okuyacağım diyorsanız siz bilirsiniz.
Yüz kırk dördüncü bölümün sonunda hepimizin içini ferahlatacak şekilde Jin-Woo Sung Hwang Dongsu’ya bir güzel geçirmişti. 145. bölüm ise Jin-Woo Sung'un Jin-Ho’yla ilgilenmesi ile başlıyor. Sağlık iksiri içirmeye çalışıyor fakat Jin-Ho’nun canı %10 un altına düştüğü için işe yaramıyor. Jin-Woo Sung bu bildirimi okuyunca zaten ayrıcana bir sinirleniyor. Yanındakilere –Hwang Gongsu’nun yardakçılarına- içinden birinin şifacı olup olmadığını sorup aldığı cevap üzerine “Patronunun emri olmadan iyileştiremeyecek” şifacıyı kürdan gibi itiyor. Tatlı Jin-Ho’m tatlı bir şekilde Jin-Woo Sung’u Hwang Dongsu ile dövüşmeden önce uyarmaya çalışıyor ve tatlı Jin-Woo Sung'um ise ona rahatça dinlenmesini söylüyor. Hwang Dongsu ona “Abimi sen mi öldürdün” diye sorunca cevap olarak Jin-Woo Sung “Yanına gidince sorarsın” diyor. Birkaç basit vuruştan sonraya sahneye asıl dövülecek- ah dövüşecek demek istedim- adam gelmiş oluyor.
Thomas, Jin-Woo Sung’a eğer adamını rahat bırakırsa olanları unutabileceğini söyledi ve cevap olarak da adamının fırlatılması aldı. Birkaç havalı diyalogdan sonra Thomas’ın geçmişi gösterildi (ki bence tamamen boş bir geçmişti bu yüzden bahsetmeyeceğim.) ve Jin-Woo Sung. Jin-Ho’yu İgrise teslim edince asıl büyük Leşçiler Loncası vs Jin-Woo Sung savaş başlamak üzere oldu!!!
Yüz kırk altıncı bölüme geçmek gerekirse Thomas, Jin-Woo Sung’a “Hatalarını kabul edip geri çekilmek için hala şansın var. Eğer bunu şimdi yapıp özür dilersen, hayatını bağışlayabilirim.” dedi. Jin-Woo Sung ise cevap olarak:
İlk karede Jin-Woo Sung’a baya bi düştükten sonra Thomas, Jin-Woo Sung’a teklifini kabul etmediği için pişman olacağı hakkında bir şeyler zırvaladıktan sonra asıl savaş başladı. Thomas ve Jin-Woo Sung’un arasında ilk bir çıtırlık savaş olduktan sonra Thomas Jin-Woo Sung’u ciddiye almaya karar verdi ve kendine “Takviye” yaptı. (Takviye: Avcılardan yöneticilerin gücünü almış dört kişi vardır. Onların bu gücü tamamen kullanmasına verilen ad –anladığım kadarıyla-) Elinde bir karadelik çıkartıp etrafındaki her şeyi içine çekerken Jin-Woo Sung Hükümdar’ın Otoritesi sayesinde karadeliğin içine çekilmekten kurtuldu. Thomas vs Jin-Woo Sung’un savaşı part 1 böylece bitmiş oldu.
Bölümler hakkında yorum yapmam gerekirse normalde Jin-Woo Sung’un uzun şeyler giymesini seven bir insanım ama bu bölümlerde ona çok Batman havası vermiş ve bunu beğenmedim. Onun haricinde çizimler ve olay akışı olarak hala güzel gidiyor. Gelecek hakkındaki tahminlerime gelirsek bu savaşın çok uzun süreceğini sanmıyorum ki Thomas savaşı bir “askeri” için değil de kendi egosu için savaşmaya başladığı an çoktan kaybetmişti. Bir sonraki bölümde gene başta aksiyonlu olup Jin-Woo Sung’un Thomas’ı hastanelik edip Hwang Dongsu’yu da mezarına koymasıyla biter. Gerçi hala Hwang Dongsu yaşıyorsa onun yaşama isteğine çok şaşıracağım.
Evet arkadaşlar bir analiz/teori yazısının daha sonuna geldik. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın.
