Merhaba arkadaşlar, ben Lucas. Her haftada olduğu gibi bu hafta da bir Solo Leveling analiz/teori yazısıyla karşınızdayım. Mükemmel bir bölümdü ve uyarımı yapıp hemen yazıma başlıyorum. Bir analiz/teori yazısı olduğu için içinde bol bol spoiler bulunacak. Okumadıysanız ya da güncel değilseniz okumanızı tavsiye etmiyorum. Ama illa okuyacağım diyorsanız size kalmış günah benden gitti.

Jin-Woo Sung, Jin-Ho ‘nun kaçırılmasındaki olası şüpheliyi ararken aklına en büyük olasılık olan Hwang Dongsu aklına geldi. Olası tüm yerlere gölgeleri bakarken gölgelerinden cevap beklemesinden başka bir şansı yoktu.

Thomas Andre –namı değer S seviye aslan yeleli avcı- Leşçil Loncasının tüm birliklerini Hwang Dongsu’yu araması için görevlendirdi. Ayrıcana benim düşüncemin aksine Hwang Dongsu’yu bulma amacı onu eşek sudan gelene kadar dövmek değil onu Jin-Woo Sung’dan korumak olduğunu anladık. Sonuçta lonca başkanı olarak yardımcı üyelerini korumak gibi bir sorumluluğu varmış.

Thomas , Laura’ya  -Leşçiler Loncasının o tatlı sekreteri- tüm askerleri harekete geçirme konusunda Birlik’i nasıl ikna ettiğini sorduğunda ise Laura cevap olarak eğer Hwang Dongsu’yu ilk Jin-Woo Sung bulursa ikisinin –Thomas ve Jin-Woo Sung- arasında büyük bir savaş olacağını söylediğini belirtti.

Hwang Dongsu’nun kısmına geçmeden önce yazılarımda küfretmek istemediğim için biraz içimden küfredip geliyorum.

Hwang Dongsu, terk edilmiş fabrikada canım Jin-Ho’ya işkence ettiği gözüktü. Yanında başka bir şifacı getirdiğini yani Jin-Ho onun istediğini –yani Hwand Dongsu’nun abisini Jin-Woo Sung öldürdüğünü- söylemediği sürece sonsuz bir işkence döngüsüne gireceğini söyledi. Tatlı Jin-Ho’m, benim içimden dediklerimden biri olan “Siktir git” dedi. O sırada kapıdan kırmızı bir ork gözüktü ve Hwang Dongsular bunu basit bir zindan kırılması olarak algıladılar. Oysa biz onun Hwang Dongsu’nun azrailinin habercisi olduğunu anlamıştık. Korkudan titreyen orku yenmek için ona doğru yürürken Hwang Dongsu, Jin-Woo Sung’un tek bir kelimesiyle azrailiyle göz göze geldi: “Değişim”.

İliğimize kadar aksiyon dolduran bu sahneden sonra çok tatlı bir sahne geldi. Jin-Woo Sung’un annesi Jin-Woo Sung için endişelenirken tatlı Beru “kralının annesi”ni kendi kendine teselli etti. Televizyonda Jin-Woo Sung’u görünce bile heyecanlanan benim favori gölge askeri olma yolunda ilerleyen Beru, daha sonra Jin-Woo Sung’un kızgın olduğunu net bir şekilde hissetti.

Aslan yeleli avcı Thomas, kaos çıkacağını fark etti ve havalı bir şekilde arabadan çıkıp uçarak –aslında zıplayarak ama çaktırmayın-arkasında bir sonraki gün tazminat faturaları için söylenen adamlarını bırakarak terk edilmiş fabrikaya doğru yola çıktı.

Son kısımda ise Hwang Dongsu azrailiyle buluştu ve ilk yumruğunu yedi. O tatlı yumruğu yerken Jin-Ho “ben zaten böyle olacağını biliyordum” gülümsemesini yaptı. Dayak yemiş hali bile çok tatlıydı ehheh.

Sonraki bölümlerde ne olacağını hepimiz az çok tahmin edebiliyoruz. Jin-Woo Sung’um ortalıkta yargı dağıtacak filan. Ama asıl olay Thomas’la kapışıp kapışmayacağı. Kendimce bu Thomas’ın ıq miktarını açıklayacak. Kısacası ya Thomas gözümde daha mükemmel bir insan olcak ya da kendi kuyusunu kazacak.

Sıradaki bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum. Eğer savaşırlarsa da mutlu savaşmazlarsa da ehheh. Editörlerimiz ve çevirmenlerimiz için bölümlere yorum yapmayı unutmayın. İyi günler dilerim.