Öncelikle merhabalar, 

Devilman: crybaby animesi hakkında yaptığım spoilersız inceleme. Umarım beğenirsiniz. İyi günler dilerim. 

Devilman: Crybaby Konusu
Netflix’in güzel yapabildiği nadir animelerden birisi olan Devilman: crybaby’nin konusu, daha önceden dünyanın hakimi olan iblislerin yeniden dünyayı ele geçirmeye karar vermeleri üzerine kurulu. Bu bilgiyi bilen Ryo, eski bir dostu olan Akira’nın bunu bilmesi gerektiğini düşünüyor ve ona iblisleri göstermek üzere bir kulübe götürüyor. Kulüpte her yer içkiler ve seks ile doluyken Ryo’nun yarattığı kaosla birlikte iblisler gerçek yüzlerini göstererek ortalığı kan gölüne çeviriyorlar. Bu hengamede Akira; bir şekilde iblis güçleri elde edip bir yarı iblise, yani bir Devilman’e dönüşüyor. 

Nasıl Bir Seri ?

Konu bakımından fark yaratacak bir özgünlüğü bulunmasa da shounen serilerde görmeye alıştığımız klasikleşmiş öge iblisler, şizofreni ve korku türüne çekilerek çok farklı şekillerde yorumlanabilir hale gelmiş. İlerleyiş ve içerik bakımından şahsen alışagelmiş bir seri olmayan Devilman; şizofreni animelerinin en sevdiği anlaşılmaz durumların, kafa karıştırıcı boşlukların ve repliklerin kendisini ele geçirmesine izin vermediğinden seri zor da olsa takip edilebilir bir konumda. Çıplaklık ve erotizm, animedeki ana hatlardan büyük bir tanesini oluşturuyordu. Her açıdan yetişkinlere yönelik bir seri olmasından dolayı cinsellik seriye çok iyi yedirilebilirdi ancak oldukça fazla bulunması belli bir yerden sonra serinin kaldıramayıp kusmasıyla sonuçlanmış. 

Karakterlerin Durumu Nasıl ?

Karakterler genel olarak 2 ana başlığa ayrılıyordu. Güçlüler, ellerindeki her şeyi tek seferde yok sayabilecekler ve naifler, bu dünyaya ait olmadıklarını düşündüklerim. Ana karakterin koca bir ağlak, psikolojik açıdan en güçsüz karakter olması şahsen rahatsız ediciydi. Dengesiz, hiç bir şey bilmez bir haldeydi. Hatta serinin konusu hariç en alışılmış ögesi karakterlerdi bile diyebilirim. Diğer bir taraftan, her ne kadar onlar da klasikleşmiş olsalar da, yan karakterler seriye oldukça büyük bir zevk katıyorlardı. Ana karakterin yetersiz kararlarını ve yarattığı yetersiz tatmin duygusunu büyük ölçüde nötrlüyorlardı. Güçlü kişiliklere sahip olmaları bunun en büyük nedeniydi. 

Çizimler ve Soundtrack...

Çizimleri ve soundtrackleri hakkında özel bir duyguya kapılamadım. Sözsüz giriş müziği ve ekstra özelliği bulunmayan soundtrackleri yalnızca sahnenin güzelliğiyle parlıyorlardı. Hatta bunu bir ileri seviyeye taşıyıp sahneleri parlatanların soundtrackler değil, soundtrackleri parlatanların sahneler olduğunu söyleyebilirim. Çizimleri ilk bölümü izlerken biraz garipsedim ama çizimlerle özellikle ilgilenen birisi olmadığımdan beni çok da rahatsız etmedi. Şahsen Netflix animesi olmasından kaynaklı, çizimlerde Amerikanvari bir hava oldukça seziliyordu. Ki genel olarak tüm seriden de sezildiğini düşünüyorum. 

Bölümleri Eleştricek Olursak...

Seride boş olarak nitelendirebileceğim, doldurmak amaçlıymış gibi görünen çok fazla sahne vardı. Animeyi bitirdikten sonra hissettiğim duygular yoğun bir hayranlığın yanında büyük bir zaman kaybı hissiydi de. İlk 8 bölümün oldukça yavaş oluşundan kaynaklı yalnızca 8 bölümcüğü 1 ay gibi bir sürede izledim. Son 2 bölüm ise tıkıştırılmış gibi oldukça fazla olay içeriyordu. İlk 8 bölümün heyecan duygusunu yok edip, tüm medetlerimi parçalamasından sonra son 2 bölümde gelen yükleme seriye yön değiştirtti. Basit ve düzenin ayarlanmadığı bu serinin ilk onuma girmesinin tek nedeni de o son 2 bölüm oldu. Tam tüm serilerin aynı olduğunu düşündüğüm, yavaşça animeden uzaklaştığım bir dönemde Devilman’ı izlemeye karar vermem büyük bir şanstı. Yenilenmemi sağladı ve bazen olayların tahmin ettiğimiz gibi gitmediğini bana göstermiş oldu. 

Size Tavsiyem...

Net olarak seri hakkında söyleyebileceklerim, her ne kadar gereksiz uzatmalar ve sahnelerle dolu olsa da alışagelmişin dışındaki anlatım ve hikaye ilerleyişiyle eksik olduğu konuları kapatıp beklentileri yok etti. Yenilenmek, kısıtlı kaldığı belirli anime duvarlarından kurtulmak isteyen -aynı zamanda kanı ve kaosu seven- herkese Devilman: crybaby sonsuz tavsiye edeceğim bir seri. 

Blog yazarımız Şehrinaz Helvacı'nın yazdığı inceleme bloğunu sevdiyseniz veya yararlı bulduysanız teşekkür yorumlarınızı yazmayı unutmayın.