Merhaba sevgili Mangaship ailesi! Bugün çevirmenliğini çokseverek yaptığım serilerden birini tanıtacağım. Öncelikle serinin yazarınınnasıl bir tanıtım yaptığına bakarak başlamak istiyorum.
"Üstün kopyalama becerilerine sahip olan ancak yaratıcıyeteneğinin olmaması nedeniyle tanınmayan ressam Joseph, utanç duygusunuyenememiş ve zor bir seçim yapmaya kalkışmıştır. Renée, onu durduran gizemlikadın. Renée’nin kendisi için resim yapma isteği Joseph’in yüreğini hoplatır veson şansını değerlendirmek için onun peşinden ressamların metropolü ’Delmo’yagider. Ancak ’Delmo’ya vardığında beklediğinden çok daha farklı bir isteklekarşılaşır..."
Gayet heyecan verici bir tarihi drama serisi olduğu bu paragraftanbile anlaşılan David’in Portresi serimizi gelin bir de benden dinleyin.
Joseph, hasta babası ve küçük kız kardeşi Ellie ile beraberyaşayan bir sanatçı. Ailesinin geçim yükü omuzlarında olan Joseph, küçük kızkardeşinin babasının başında evde beklemesini istediği için ünlü ressamlarıntablolarının kopyalarını yapıp sanat galerilerine satıyor. Bu kopyalar o kadargüzel ki, hiç kimse orijinal olmadığını iddia bile edemiyor. Evet, böylesöyleyince sanatın korsanı olur mu diyebilirsiniz –ben de demiştim başta amahayat şartları zor- ancak ailesini ayakta tutmaya çalışan biri neler yapmaz ki,değil mi?
Korsanın bile başarılısı sanat sayılır mı gibi etiktartışmalarına girmeden serimizin olay örgüsüne devam edelim. Yaptığı kopyalarıher zamanki gibi satmaya giden Joseph, adının duyulduğundan bir haber olacak kiIsra Sanat Galerisi’nin sahibi olan Renee’nin karşı koyulması güç iş teklifineşaşırıp kalıyor. Renee onu nasıl ve nereden buldu diyecek olursanız, işlettiğisanat galerisinde aynı eserin birden fazla kişi tarafından satılmayaçalışılmasından sonra bu eserleri taklit edenin yeteneğine hayran kalıp onuaramaya koyuluyor ve Joseph’in bu muhteşem yeteneğini sanat galerisi ilebirleştirmeye karar veriyor.
Birinci bölümün ilk sayfasında baş kahramanımız Joseph’inhayata karşı verdiği savaştaki mağlubiyetini acı bir şekilde kabullenip artıktamamen vazgeçmek üzereyken görüyoruz, dünyayı terk etmenin hayatla olansavaşın bitmesinin tek yolu olduğunu düşünen ve ne yazık ki bundan pişmanolmadığını dile getiren Joseph daha başta bile yüreğimi ağzıma getirmeyibaşardı... Baş kahramanımız bu hale nasıl geldi, nasıl tereddüt bile etmedentek yolun hayatını sonlandırmak olduğuna karar verdi ilerleyen bölümlerdetanıklık edeceğiz. İyi okumalar dilerim!