DECEMBER 9, 2022
Manga Bölüm İncelemesi

Sisters War 1. Bölüm İnceleme

Manga Bölüm İncelemesi

Merhaba sevgili okuyucular, Discord kanalımızda olanların da bildiği üzere sizlerle yeni serileri buluşturmak için tam gaz çalışmaya devam ediyoruz. Yepyeni serilerimizden biri olan "Sisters War"u gelin beraber şöyle bir inceleyelim. Haydi başlayalım!

Öncelikle seriyle ilgili temel bilgilere bir bakalım istiyorum. Ülkenin en prestijli sanat lisesi olan Daehan Sanat Lisesi’nde yakından tanıklık edeceğimiz bir gençlik draması okuyacağımızı düşünüyorum ve inanın bana lise draması kadar laneti de yoktur herhalde... Kendi lise hayatımı düşünmeden edemeyeceğim bir seri olacakmış gibi bir histen dolayı sıdkı sıyrılsa da okumadan geçmek olmazdı değil mi?

İlk bölümde baş karakterlerimizden biri olan, zengin veyetenekli Won Rion ile tanışıyoruz. Zengin biri olur da ona yalakalık yapan birlikte olmaz mı hiç, var tabii. Won’a baktıklarında gördükleri şey Won değil üstündeki markaların fiyatlarının bir fişi adeta. Won’a iltifat etmek için ne diyeceğini şaşırmış bir grup olur da, bu grupta iltifat etme adı altında diğerlerini gömen boş bir herif olmaz mı hiç...

Rion ise bu kadar iltifata ek olarak yetenek mevzusundan dabir iltifat alınca asıl yetenekli olanın büyükannesiyle zor bir hayat süren ve yetenek bursu ile orada okuyan Haera olduğunu söylüyerek bütün gözleri onun üzerine çeviriyor. Zorlu hayatına rağmen başarılı bir sanatçı olduğunu söyleyerek, bütün sınıfın herhangi bir ihtiyaç halinde ona destek olmalarını söylüyor, her ne kadar tatlı bir istek gibi dursa da nedense bana hiç samimi gelmedi hatta aksine aşırı derecede sinir oldum... Elbette hayranlık uyandırıcı bir başarı öyküsü çıkacak Haaera’dan o konuda şüphem yok ancak Rion’un yaptığı şeyin iyi niyet gösterisinden ziyade şakşakçılarına yeni bir konuymuş gibi duruyor. Umarım ben kötü düşünüyorumdur da aslı bu değildir diyor ve devam ediyorum.

İlerleyen sayfalarda bu ikilinin aslında aynı bölümü seçmek isteyen iki sıkı rakip olduğunu görüyoruz, her derste Rion 1. sıradayken Haeraise 2. sırada yer alıyor.  Rion’un ebeveynlerinin ünlü ve başarılı heykeltıraşlar olduğunu öğrenince acaba sanat lisesinde torpilli mi acaba diye de düşünmedim desem yalan olur. Haera’nın daörnek aldığı heykeltıraşın Rion’un annesi olduğunu öğrenirken, Haera da Rion’un annesinin kim olduğunu öğrenişini izliyoruz. Sanatçı bir ailenin 3. kuşağından olan Rion, tam ağzında gümüş kaşıkla doğmuş denilen insanlardan biri.

Herkes Rion’un kıyafet ve takılarının maliyetinden bahsederken, gariban sanatçı Haera ise boya tüplerini daha ne kadar idareli kullanabilirim, Rion’un bir kolyesinin parasıyla kaç tüp boya alabileceğim gibi düşüncelerle boğuşmakla ve kendini Rion’la karşılaştırarak hayatını sorgulamakla meşgul.

Sanatla henüz 10 yaşındayken yolda tesadüfen denk geldiği Rion’un ailesine ait olan sanat galerisi sayesinde tanışıyor Haera. Sanat galerisinde ise özel bir gün o gün... Rion’un dedesi, Won Gviro’yu  anma günü. Kader ağlarını çok başta örmüş olacak ki, Haera galeriye adeta çekiliyor ve Won Gviro’nun eserlerine adeta aşık olup onu araştırmaya başlıyor. Galerideki kütüphane köşesinde bulduğu kitaplarda, Won’un Kore’deki Modern Heykelin kurucusu olduğunu ve tıpkı onun gibi sol elinin üstünde bir beni olduğunu öğreniyor.

İlk bölüm olduğu için çok bir olay olmayacağını düşünüyorken öyle bir olay oluyor ki... Okuyanlar neyden bahsettiğimi az çok tahmin edebilmiştir diye düşünüyorum ama yine de bunu herkesle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, heykel dersinde Rion’un "insanlar neden heykel yapmaya başlamış?" sorusuna verdiği -hocalarının da dediği gibi- ders kitabından ezberlenmiş birtanıma karşılık Haera tamamen özgün bir cevap vererek hocanın takdirini kazanıyor. Asıl büyük detaya geliyorum, hazır mısınız? Won Gviro’nun sol elindebir ben olduğunu ve bu benden Harea’da da olduğunu söylemiştim ya, ne hikmetse Gviro’nun biricik torunu Rion’da bu ben solda değil sağda! Ee, yani diyecek olanlara sesleniyorum... Okumaya devam edince karşınıza öyle bir sahne çıkacak ki ne dediğimi anlayacaksınız.

Evde gururla ailesine gününün ne kadar güzel geçtiğini, öğretmeninden aferinler aldığını anlatan Rion, elini sofradaki leziz çileğe uzatınca annesinden "gerçek" Rion’un alerjisi yüzünden çileğe dokunamadığı bile konusunda defalarca uyarılması hakkında azar işitiyor ve sofrayı terkediyor. Sonrasında ile annesinden duyduğumuz daha da kırıcı ve akıl karıştırıcı bir cümle okuyoruz, "keşke gerçek Rion olsaydı..."

Serinin isminden ve kapak görselinden yola çıkarak Rion ve Haera’nın kardeş olduğu gibi bir teorim var ama neden ayrı evdeler, neden hayatları tamamen zıt hiçbir fikrim yok. Aslında Türk dizilerinden böyle dramalara alışık sayılırız ama işin içine Koreliler girince işler daha da çetrefilleşiyor sanırım.

Daha önce de dediğim gibi sizinle eş zamanlı olarak okuyacağım seriyi ve yorumlarda buluşmak, sizlerle bu konuda sohbet etmek, fikirlerinizi okumayı gerçekten çok istiyorum. Sizce Rion ile Haera arasındaki bağ ne, ilerleyen bölümlerde neler olacağına dair bir teoriniz var mı veya buseri hakkında ne düşünüyorsunuz bizlere yorumlarda bildirin! Bir sonraki bölümün analizinde görüşmek üzere, hoşçakalın!

Seriyi okumak için tıklayın!