Merhaba arkadaşlar , ben Lucas. Gene bir Solo Leveling Analiz/Teori yazısıyla karşınızdayım. Diğer yazılarımda da belirttiğim gibi bir analiz/teori yazısı olduğu için içinde bol bol spoiler bulunacak. Daha fazla uzatmadan geçmiş sevgililer gününüzü kutlayıp blog yazıma geçiyorum.
Bu bölümde bir çok gelişme yaşandı. İlk olarak baştan başlayalım.
Bayan Selner, Bay Chris’e –önceki yazımda yakışıklı diyerek bahsettiğim Ulusal Otorite seviyesi avcı-onun öldüğü bir rüya gördüğünü söyledi. Rüyayı daha detaylı anlatmakta ısrar ederken, -şuan yakışıklı diye bahsettiğimden utanıyorum- Bay Chris olabilcek en saçma sapan davranışlarda bulundu ve dinlememekte ısrar etti. Egosundan önünü göremeyen Bay Chris ölmeyeceğine kendini inandırmak için Bayan Selner’a karşı ithamlarda bulundu. Sonuç olarak Bay Chris, kendisini yani bir Ulusal Otorite seviyesi avcıyı koruyabilcek birinin olmadığını belirtmek için alaycı bir soru sorarken, bir çok okuyucunun beklediği gibi Jin-Woo Sung cevabını aldı.
Önceki yazımda bu Ulusal Otorite seviyesi avcı Bay Chris’e yaptığım tüm iltifatları geri alıyorum. Tamam anladık rüyayı merak etmiyorsun da biz de mi merak etmeyelim. Ama bayan Selner’ın zoraki verebildiği birkaç olayda etrafının bir grup adam tarafından kuşatıldığı söylenince aklıma ilk olarak nedense saldıran Jin-Woo Sung’muş gibi geldi çünkü gölge askerleri nedense beni öyle düşündürdü. Diğer bir verdiğim ihtimal de Jin-Woo Sung’un babasının tekrar sahalara dönmesi olabilir. Ama bu kısımdan anlayabileceğim tek şey Bay Chris ölecek, çünkü “egosu” yüzünden Jin-Woo Sung’dan yardım bile istemeyecek.
Amerika’daki S seviye zindana bu bölümde gene bir bakıldı ve tamamen nerdeyse hiçbir hasar alınmadan temizlendiği öğrenildi –kısacası beddualarım tutmadı-. Ve hala adını öğrenemediğim aslan yeleli saçlı S seviye avcı iddiayı kazandığını belirterek hakkı olmayan şeyleri bile aldı (o kravat kısmında çok gülmüştüm asadawqe). Ayrıcana Uluslar arası Avcı Konferasına Ahjin Loncasının da davet edildiği belirtildi.
Kendimce bu davet olayını ilginç bulmuyorum çünkü adam iki S seviye zindan temizledi bi zahmet yani davet edilsin. Ama davet bir basılsa ya da Kore-Japon avcılar arasındaki müsabaka gibi bir müsabaka olsa ne kadar mükemmel olur.
Jin-Woo Sung’a gelirsek önceki bölümde devi öldürerek aldığı kararın tekrar doğru olduğunu kendi kendine onayladı. Japon S seviye zindanı birçok yerden ilgi toplarken tatlı mı tatlı Jin-Ho’nun acil bir telefonla Kore’ye geri dönmesi gerekti.
Asıl üzüldüğüm kısım ise hala o garip cismin ne işe yaradığı anlatılmadı. Ya da anlatıldı da ben mi gözden kaçırdım bilmiyorum ama o kristalini, yöneticilerin canavarları yönetmekten başka bir işe de yaradığına inanıyorum.
Çoğumuzun önceki bölümlerde bildiği üzere Jin-Ho’nun babası Sonsuz Uyku denilen hastalığa yakalanmıştı. Ve yaptığı araştırmalar üzerine Sonsuz Uykudan uyanan tek kişinin Jin-Woo Sung’un annesi olduğunu öğrenmişti. Jin-Woo Sung’a kendisini iyileştirme karşılığında her şeyi verebilceğini söylemişti fakat Jin-Woo Sung elindeki –çaktırmayın iksirin adını unuttum- her şeyi iyileştiren iksirin az miktarda bulunduğu için bu teklifi reddetmişti.
Bu bölümde belki kendisi de yaşaması belkide arkadaşının göz yaşlarına kıyamamasındandır bilinmez ama fikrini değiştirip Jin-Ho’nun babasını iyileştirdi. Bu da bence içinde hala mantığı da geçebilcek bir duygusallık olduğunu yani hala insan olduğunu bize gösterdi. Ve bence bu çok hoştu.
Evet arkadaşlar bir yazımın daha sonuna geldik. Artık yorum yapıp yapmamak size kalmış. İyi günler dilerim bir dahaki yazımda görüşmek üzere.