DECEMBER 9, 2022
Manhwa Analiz/Teori

The Fake Princess' OP Bunny 17. Bölüm

Manhwa Analiz/Teori

Herkese merhaba, ben Skyripa! Bir hafta sonra tekrardan beraber The Fake Princess' OP Bunny'nin 17. bölümünü inceleyeceğiz. Dilerseniz hemen başlayalım!

Yazıma bu şerefsiz ile başlamak istiyorum. Karakterin kendi içinde yaşadığı psikolojisi her ne kadar beni üzse bile yaptığı şeylere karşı tepkisiz kalamıyorum. Bana göre, dük şu anda dünyaya oldukça şizofrenik bir bakış açısı ile bakıyor. Gerçek kızının intihar ettiğini düşünürsek bu olaylardan önce de mantıklı düşünebilen bir insan olduğunu sanmıyorum. Anlaşılan işi gücü para.

 

Şu ana kadar bizi sinir edebilecek birçok şey yaptı fakat sanırım bu son noktaydı. Birkaç kadeh alkol için kızını düşmanın oğlu ile baş başa bırakmak ne demek? Evet, gerçek kızı değil fakat hepimiz farkındayız ki dükün akıl sağlığı şu anda yerinde değil ve çoğu zaman Larissa'nın onun gerçek kızı olduğunu savunuyor. Zaten Larissa'ya iğrenç ötesi planını anlatırken "Baba ve kızı birlikte aileyi kurtarmaya çalışıyor." diye bir cümle kuruyor. Olayın bakılabilecek pek bir iyi tarafı yok ancak, Larissa'yı Parvetti ailesine vermeyi kabul etmediği için şükrediyorum.

Tahmin edebileceğiniz üzere Parvetti ailesi işlerini kirli oynamak üzerine kurmuş olan bir aile. Hırsları yüzünden şu hayatta göze alamayacakları bir şey olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar varisleri yakışıklı olsa da bu onlardan nefret etmemi engelleyemiyor. 

 

Larissa bu planı tabikide reddediyor ve Parvetti ailesinin varisinin ağzının payını güzelce veriyor fakat... Ne yazık ki bu durum pek de uzun sürmüyor. Sonuç olarak Parvetti ailesinin rütbeleri için canlarını bile ortaya koyabilecek bir aile olduğunu biliyoruz. 

 

Her ne kadar Larissa, Prens Caiden'ın bakışlarından şüphelense de hâlâ ona karşı prensin bir ilgisi olduğunu düşünüyordu. E tabi, prensin çocukluk arkadaşı olan birine karşı, kavga sırasında bu sözle saldırı yapmak pek de mantıklı bir seçenek olmadı. Önceki yazımda mektup savunmasının uzun yollu olmadığını belirtmiştim. Büyük ihtimalle Larissa yeni bir kanıt bulmak için uğraşmaya başlayacak.

Bu iğrenç hareketten bahsetmeseydim eğer içimde kalacaktı. Yani, Parvetti ailesinin ne kadar düşebileceğini görmüş olduk. Bu ailenin başına bir şey gelecek ama hadi hayırlısı! O bölüm geldiği zaman yatağıma güzelce uzanacağım ve ailenin acı çektiği sayfaları defalarca okuyacağım. En çok istediğim şey de gözlerini bürüyen o rütbe sevdasının tamamen ellerinden alınması ve sosyete dahil her yerden men edilmeleri. 

Neyse ki Handelund tam zamanında yetişiyor ve yine Larissa'yı kurtarıyor. İlk bölümlerde de yine bu şekilde Larissa'yı kurtardığına şahit olmuştuk. Yine de hâlâ kendi kafasında kurduğu Prens Caiden ve Larissa çiftine ne kadar süre daha destek vermeye devam edecek merak ediyorum. 

Sonuç olarak Larissa, Prens Caiden'ın onun hakkında söylediği "Güzel Yalancı" lafını öğrendi. Ancak anlaşılan o ki tahminimce ilerleyen bölümlerde Larissa'nın, Prens Caiden'ın güvenini kazanmaya çalışmasını fazlasıyla göreceğiz. Caiden'ın kafasından tam olarak ne geçiyor bilmiyorum fakat Handelund olayına kafayı takmış durumda. Arkadaşlarını çok umursadığını sanmıyorum. Açıkçası bence sadece gizli bir şeylerin olmasından hoşlanmıyor.

Önceki blogda bölümlerin ne kadar kısa olduğu hakkındaki şikayetimi belli etmiştim. Sayfa sayısından çok bölümler o kadar heyecanlı bitiriyor ki; her seferinde yeni bölümün gelmesini beklemek işkence gibi oluyor. Yine bu bölüm de şaşırtmadı ve oldukça heyecanlı bir kısımda bitti. 

 

Larissa'nın ağlamasına dayanamayan Handelund bir anda parlamaya başladı. Yani, "Güçlü olmak istiyorum." gibi bir cümleden sonra bunu yaptığı için iki ihtimal düşünebiliyorum. Ya Larissa'ya kendi gücünden bir şey verecek ya da insana dönüşecek. Umarım ki ikinci ihtimaldir. Larissa'nın o anki şokunu okumayı çok istiyorum fakat bir yandan baktığımız zaman Handelund'un insana dönüşmesi için daha çok erkenmiş gibi geliyor.

Bir bloğun daha sonuna geldik. Haftaya yeni bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın!