DECEMBER 9, 2022
Analiz/Teori

Blue Lock 121-122

Analiz/Teori

Merhaba sevgili okuyucular;

     Bugün bildiğiniz üzere 122.Bölüm ''Başrol Oyuncusu'' yayınlanan Blue Lock üzerine tartışacağız. Geçtiğimiz günlerde bilgisayarımda yaşadığım bir sıkıntıdan dolayı 121.bölümün blog yazısını yazamadım. O haftanın çevirilerini bile zor yaptığımı düşünürsek yine iyi atlattım. Bir yandan derslerimle ilgilenirken bir yandan da size güzel bölümler vermek için uğraşıyorum bu yüzden yorumlarınız inanın ki benim için çok değerli :) desteksiz bırakmayın bizi. Önceki haftanın bölümünü de konuşamadığımız için bu hafta 121. ve 122.bölümü tartışacağız. Her analiz/teori yazısında olduğu gibi bunda da spoiler içeren kısımlar var -neredeyse hepsi- o yüzden güncelde olmayıp hala okuyorsanız mesuliyet bana ait değildir efenim keyfinize bakın :) Uzatmadan 121.Bölüm ''İlk Yarı''nın analizine geçiyorum. Hala okumadıysanız darılıyor ve sizi şu linkten okumaya davet ediyorum. Hayır ben uygulamanızdan okumak istiyorum mobil kullanıcısıyım diyorsanız ve uygulamayı bulamıyorsanız sizi internet sitemizdeki apk dosyasını indirmenizi ve yönergeleri okuyarak uygulamanın keyfini çıkarmanızı tavsiye ediyorum. Uygulamayı indirmek için de sizi şuraya alalım efendimis :)

     Geçtiğimiz bölümde ilk yarının bitmesiyle beraber Blue Lock 2-1 öne geçmişti. Itoshi Rin'in golü ile ilk yarıyı lider kapatan Blue Lock takımı için ne kadar sevindirici bir durum da olsa U-20 bundan hiç hoşnut değildi. Nasıl olsunlar ki? Oyunu çantada keklik olduğunu düşünürken sadece ''liseli bebelerin'' onlara karşı basit bir futbol oynayacağını sanıyorken o çocuklar tarafından ağır bir şekilde geride bırakıldılar. Önceki bölümlerde de U-20 Takımının Kaptanı Aiku'nun demesi gibi ''Blue Lock konusunda yanıldılar, her bir oyuncunun tek bir hedefi var o da kendi egoları için gol atmak. Adeta her biri aç bir canavar.'' Pekala kelimesi kelimesi bunu dememiş bile olsa buna benzer bir şeydi :P Yine de bu Blue Lock'un U-20'nin beklediğinin çok üstünde bir takım çıktıkları gerçeğini değiştirmez. Hiç beklemedikleri bir futbolla karşılaştılar. Biliyorum siz de ne kadar Blue Lock'u destekleseniz dahi bir an olsun kaybedeceklerini düşündünüz ama şunu dediniz, ''Kaybederlerse tüm manganın ne anlamı kalır? ''. Doğrusu konu bu mangaya gelince her şeyi bekliyorum ben, Ego olsun Mangaka olsun bizi şaşırtmayı epey seviyorlar. Hatırlarsınız belki Blue Lock seçmelerinde takımlar belli bir sayıda grup oluşturduklarında son aşama olarak Avrupa'nın birçok yerinden gelen oyuncularla mücadele ettiler ve tabiki Isagi'nin de içinde olduğu takım yenilmişti. Sorun bu değildi zaten en başından beri tek taraflı ilerleyen bir maçtı. Ancak Blue Lock oyuncuları henüz hazır olmadıklarının farkına vardılar. ''Eeee Pelin neden bunu şimdi tekrar ortaya atıyorsun çok önceden kalma bir bölüm değil mi?'' dediğinizi duyar gibiyim. Tekrar bahsediyorum çünkü Blue Lock bu maçı kaybetse bile bir şekilde bu manga devam eder demek istiyorum. Ben de sizin gibi kazanmak zorundalar çünkü ana karakter onlar yoksa manganın bunca zamandır işlediği şeyin bir anlamı kalmaz diye düşünüyordum. Ama unutmayın ki tek çare bu maçı kazanmak değil daha şimdiden Blue Lock takımından Nagi ve Rin göz önüne çıkmış oyuncular keza ki diğer oyuncuların bu maçta savunmaları ya da hücumlarıyla olsun öne çıktıklarını söyleyebilriz. Isagi'nin henüz bir gol atmamasına rağmen Rin ile olan mutlak uyumu hiçbir antrenörün gözünden kaçacağını sanmıyorum ama yine de senden gol bekliyorum Isagi kaytarma yavrum. Kısaca durum bu haldeyken Blue Lock takımının tüm oyuncularıyla da olmasa da sadece birkaç oyuncusuyla da yoluna devam edebilir ya da Blue Lock Projesi evrimleşebilir. Ego'nun bir şeyler başardığı kesinleşti. Birazdan söz edeceğim 122.Bölümde Japonya Futbol Federasyonu Başkanı Buratsuta Hırotoshi tarafından zorla aldırılan bir karar sonucu Ego'nun felsefesi kesinlikle kabul görmüş oldu. Neyse bu sonradan bahsedeceğim bir olay :) acele etmeye gerek yok.

     Yalnız Ego'nun dahi stratejilerinden bahsetmeyi unuttum buna değinmeden geçemem. Blue Lock takımı Rin'in golü ile 2-1 öne geçince bu liderliği sürdürmesi için hala 5dk'sı vardı. 5dk içinde her şeyin değişebileceğinin farkında olan Ego ise çok farklı bir strateji ile Blue Lock takımını lider bir şekilde devre arasına soktu. ''B Planı''nı yürürlüğe sokan Blue Lock'un yapması gereken tek şey liderliğini korumaktı ve Ego bunun için Nagi dışındaki tüm oyuncuları defansa çekti. Bu orta sahayı açıkta bırakacak bir diziliş olabilir doğru ama Blog yazılarımın birinde de bahsettiğim gibi daha düzenli bir dizilişe sahip olan Blue Lock'un formasyon değişikliği ile sur kapısı gibi geçilmez bir duvar oluşturması en iyi seçenek olabilirdi. 5dk içinde 3. bir gol atmaya kalkışsaydı Blue Lock hem yorulmuş oyuncularıyla hem de yeni elde ettikleri liderliğin rahatlığıyla 2-1 öndeki durumunu kaybedebilir ve skor eşitlenebilirdi. Bunun yerine top U-20 takımına geçmişken güçlü bir savunma yapıp U-20'nin baskılayıcı hücumunu savuşturdu. Gerçi az daha Itoshı Sae'nin müdahaleleri gol yemelerine sebep olacaktı ancak Aryu'nun mükemmel kurtarışı ile gol olmaktan son anda kurtardı. Eğer Sae U-20'nin Forveti Sendo'ya güvenmemiş olsaydı belki gol atabilirlerdi ancak Sae'yi çok fazla oyuncu sıkıştırmıştı belki de bu yüzden Sendo'ya güvenmenin iyi olacağına karar verdi. Ya da bu kadarıyla U-20'ye yeterli katkıyı sağladığını düşünüp işine baktı. Gerçi oradan gol atması da çok zordu bu yüzden yardım alması en mantıklısıydı, Sae de olsan her şeyi tek başına yapamıyorsun. Sendo'nun forvet olma konusundaki yetersizliği bir kez daha kanıtlanınca Rin topu çaldı ve kaleden uzaklaştırdı ki bu kardeşler arasında bir mücadeleye dönen oyunda Sae 'Eh, yeter ulan!' diyip topu var gücüyle şutladı. Gerçekten Sae'yi koy forvete adam Sendo'dan daha iyi oyun çıkarırdı güya Sendo da Yıldız oyuncu, ilk başlarda 'U-20 Benim Takımım' demesini biliyordu, uyuz olmuştum al işte bir şeyi beceremedi. Forvet dediğin Rin gibi olacak (bunu dediğimi editörüm duymasın :) Ve devre arasına girilmesiyle ortam iyice gerildi. 121.Bölümün sonunda yedek kulübesinde oturan Shido'yu görünce adeta pençelerini bileyleyen bir panter hayal ettim, işler iyice kızışacaktı.

     Evet 121.Bölümün analizi bu kadar şimdi 122.Bölümün analizine geçecek olursak bu bölümde biraz daha Blue Lock takımının ailesine odaklıbir bölüm olduğunu söyleyebilirim. Daha çok geçiş bölümü gibi bir şey olmuş. Farkettiyseniz bazı bölümleri Blue Lock'un daha geçiş bölümü tadında olmaya başladı. Eh her daim futbol olamaz doğru ama 1 hafta bekledikten sonra olay olmasını bekliyor insan, evet ben de sizinle aynı şeylerden yakınıyorum :) 122.Bölüm ''Başrol Oyuncuları''nın analizine geçmeden okumayanları efenim şu linkten sitemizden okuyabilir ya da sitemizden indirebileceğiniz uygulamamızla mobil cihazlarınız üzerinden okuyabilirsiniz. Analize geçersek bu bölümün başındaki ailelerin birbiriyle tanışması için söyleyebileceğim bir şey yok elbette. Klasik oğullarını desteklemeye gelen aileler birbiriyle tanışıp kaynaşıyorlar. Bu kısımları geçiyorum ve asıl bizi ilgilendiren kısma geliyorum. Yazının başında acele etmeye gerek yok daha sonra bahsedeceğim dediğim olay Japonya Fubtol Federasyonu Başkanı Buratsuta Hirotoshi'nin U-20 koçunu sıkıştırmasıydı. Takımın mağlup şekilde devre arasına girmesinin suçunu koça yükleyen Başkan koçu resmen kuytu köşede sıkıştırdı. Elinden gelen bir şey olmadığını söyleyen koç belki bir çıkış yolu bulur diye Başkandan fikir bekleyince geriye tek çare ''13 numaralı oyuncuyu oyuna sokmak'' olduğunu fark ettiler. U-20'nin Soyunma Odasından bir kesit okuduğumuz kısımda elbet Sendo'nun kendine yüklenirken ki halini gördük evet kendine yüklenmesi normal çünkü eline birçok kez fırsat geçmişkken gol atamadı ve egosuna yediremedi. Evet bu tüm takımın yetersizliği ancak Orta Saha oyuncusunun bir Forvetten daha iyi forvet olması abi hiç normal değil. Azıcık suçu kendinde araması normal yani. Çocuğun çok üstüne gittiğimi düşünebilirsiniz ancak Shidou'yu oyuna sokmamakta direten, o varsa ben yokum diyip aklı sıra rest çeken, ben en iyisiyim havalarında olan oyuncu aynı şekilde kendisiydi. Bu yüzden biraz sert davranıyorsam ona karşı mazur görürsünüz eminim.

     Sae'nin gitmeye hazırlandığını gören U-20 takımı zaten zor durumdayken neredeyse adama kalsın diye yakınacaklardı. Aiku ile sadece bir iddia için ve Blue Lock takımını gözlemlemek için oyuna dahil olduğunu söyleyen Sae'ye 'Zaten yeniliyorlar bir de sen vurma be çocuk' diyesim geldi. Yetmezmiş gibi takımın fazla yetersiz olduğuna yüzüne çarpınca Aiku balataları sıyırdı ve Yetersizliğini garip bir şekilde kabul etti. (Garip dememin sebebi bana histerik konuşuyormuş gibi gelmesi.) Aiku'nun başından beri planı Shidou'yu Sae'yi oyuna bağlamak için kullanmaktı. Eh Shidou için de Blue Lock'u yenmek hatta sadece Blue Lock'u değil sahadaki herkese en iyisinin kim olduğunu gösterip herkesi mecazen yok etmek daha önemli olduğu için sanırım yem olarak kullanılmayı sorun etmedi. Hatta bunu bir intikam olarak da kullanıyor olabilir. Blue Lock'tan Ego'dan ve daha önemlisi ''Kirpikten'' yani Rin'den intikam almak için kullanabilir. Shidou'nun 'şeytan' olarak çağrılması çok da haksız sayılmaz yıkıcı, saldırgan tavrı onu tasmasız bir vahşi hayvan gibi gösteriyor. Kural tanımayan sadece yenmeye odaklı bir panter. Ne yani onlar ona şeytan diyebilir de ben panter diyemez miyim :P Bana panteri anımsattı. Lafı uzatmadan Shidou'nun oyuna gireceğini duyan Sae işlerin ilginçleşeceğini düşünmüş olmalı ki oyuna devam edeceğini söyledi. Müthiş defans gücüyle oyunun ilk başlarında Blue Lock'a zor anlar yaşatan U-20 şimdi ellerinde bulundurduğu 'şeytanı' oyuna sokarak gümbür gümbür ikinci yarıya hazırlanıyorlar. Ego'nun elbette bu değişiklik karşısında bir planı vardır diye düşünüyorum. Doğrsu Shidou'nun karşı takıma geçtiğinden beri ne gibi bir gizli silahı olduğunu merak ediyordum. Acaba ucu Joker Kapısına dayanır mı? Biliyorum biliyorum ben de iyice takıntılı oldum şu Joker kapısına ama bunun bir anlamı olmalı arkadaşlar. Şimdi bu maçta kullanmayacak da nerede kullanacak bu Mangaka?

     Neyse artık bir sonraki bölümde Shidou'nun ve Sae'nin ezici futbollarına Blue Lock'un nasıl bir karşılık vereceğini göreceğiz. Ben ikinci yarının ilk başlarında afallayacaklarını hatta belki bocalayıp Blue Lock'un gol yiyeceğini düşünüyorum. Bu sırada Ego'nun bir oyuncu değişikliğine gidip ya da bize göstermediği bir planını oyuna sokarak durumu değiştireceğini ama işlerin daha da kızışacağını düşünüyorum. Bekleyip göreceği :) Haftaya başka bir blog yazısıyla görüşmek üzere sağlıcaklı kalın ve bizi desteklemeyi unutmayın, seviliyorsunuzzz.