Eğer bilmediğiniz bir dünya da, bilmediğiniz lisana sahip insanlarla karşılaşsanız, ne yapardınız? Bu bayağı zorlayıcı olurdu sanırım. Peki ya... zombiler?
The Thorn that Pierces Me
Tam olarak böyle bir dünya düşünün, nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz, insanların ne dediklerini anlamıyorsunuz üstüne bir de sizi akşam yemeği niyetine yemek isteyen zombiler var. Bugün ki serimiz klasik kraliyet-aşk-entrika üçgeninden feragat etmiş ve biraz aksiyon diyerek zombiler eklenmiş bir manhwadır. Birazcık da soft fantasy* var gibi geldi bana. Sebebini açıklayacağım. Benim bu kısımda eklemek istediğim birkaç cümle var. Şu ana kadar kesin olmamakla birlikte bildiğim 15 bölüm yayımlanmış olmasına rağmen konunun odak noktası olması gerektiğini düşündüğüm 'Mannock' adı verilen zombilere çok yer verilmemiş. İleri de bu durum değişir de bir The Walking Dead havasına bürünür mü bilinmez tabii ki. Ama ben manhwayı okurken hep bir yerlerden bu mannockoğullarının fırlamasını bekledim açıkçası. Bu yeni dünyamızın ahalisi de o kadar alışmış ki, mannocklara sivrisinek muamelesi yapıyorlar. Yani adam seni yiyecek... nerden geliyor bu rahatlık. Şahsen yamyamvari şeylerden de biraz rahatsız olurum. Beni vur, beni onlara yedirtme yani. Bir de bu mannocklar sadece mana ile oluşturulduğunu varsaydığım mavi bir alevle yok edilebiliyor. Bilin bakalım kim mavi alev kullanıcısı?
Konumuza dönecek olursak, bu çiçek böceğin gülüp oynadığı mükemmel dünyamızda 'Galia Kelika' adı verilen ülkeye düşen karakterimiz, elbette kadın başrolümüz. Aklınız karışabilir bu kısımda ilk başta okuyunca Isekai türü zannediyoruz ama değil. Sanırım portal açılmış. Ki bence daha çizer de karar veremedi ne yapacağına, uzatmalara gittiler o yüzden.
Baek Heesu
Heesu'nun hayatında ki seçimlerinin de, kişiliğinin de ardında ki tek sebep annesi diyebiliriz. Heesu tek gecelik bir ilişkiden dünyaya gelmiş ve anladığım kadarı ile annesinin çevresi bu durumdan dolayı kadına tam anlamıyla sırt çevirmiş. Annesi de yaşadığı bütün duygusal çöküntüyü Heesu'ya yansıtmış. Heesu'nun genel olarak mücadeleci bir yanı olduğunu görüyoruz. Yapmakta olduğu sevdiği bir işi varken annesinin kendisinde yarattığı baskıdan kurtulmak için dünya turuna çıkmaya karar veriyor ve istediği gibi de yapıyor. (Tahmin edeceğiniz üzere de bu portal meselesi bu dünya turu zamanı gerçekleşiyor) Kendi hayatında aynı şekilde anne ilgisi ve şefkatinden yoksun olduğu için ardında bir destek aramadan kendisini yetiştirmiş, hayata hazırlamış genç birisi. Heesu'yu buradan tebrik ediyoruz, ayakta alkışlıyoruz.
Kalix Clovis
Sıra geldi erkek başrolümüze... yukarı da hiç bahsetmememin sebebi Kalix'in kişiliği. Farklı bir kişilik yapısı var. Kalix'te evlilik dışı olma gayrimeşru bir varis. Varis olarak geldiği ailenin hiç erkek çocuğu olmaması üstüne Kalix'in babası onu varis atıyor. Tabii ki aile içinde bu durum hoş karşılanmıyor. Bir süre sonra babasının vefatı ile birlikte Kalix tapınak şövalyelerine katılması için tapınağa gönderiliyor. Aslında bakarsınız hayatı hakkında söz hakkı olmaması üzücü ama bu konu da çabalamaması daha üzücü, sanki başına ne gelirse gelsin onun kabulüymüş gibi davranıyor. İnsanın bunu yapmaması gerekir. Belki de Heesu'yla arasında ki çekimin sebebi de budur. Tapınak şövalyelerine katılması ile birlikte kendisini daha da yozlaştırıyor insanlardan. Bir de şöyle bir durum var bir Hristiyan inancına göre (Manhwada kullanılan papa figürünü ele alarak Hristiyanlar diye düşünüyorum) kendisini tapınağa adamış kişilerin karşı cinsle bir ilişki içerisine girmesi hoş karşılanmaz. Bunun sebebi de cennette ki Adem ile Havva'nın birlikte işledikleri günah sonucu gönderilmiş olması. Yani demek istiyorum ki Kalix'in kadınlara karşı hiçbir deneyimi yok... Heesu da bu durumdan yararlanarak hayat mücadelesi veriyor.
Soft fantasy sezdiğim kısımlar da tam olarak buralar çünkü hepimizin de okuduğu üzere Heesu'ya istismar girişimlerinde bulunuluyor bir kaç defa. Kalix ise bunu yapmıyor. Hatta ilk başlarda kızı fark etmiyor. Heesu için Kalix'e güven duygusu aşılayan durum da tam bu kısım... düşününce 'Bunun için de birisine güvenilmez' denilebilir doğru ama normal şartlarda geçerli bu. Şartlar normal değil. Zombiler var... hepimizi yerler. Tabi şöyle bir durum var Heesu Kalix'in bu deneyimsizliğini doğrulayabilmek adına bir takım değişik ruh hallerine efendime söyleyeyim, değişik hareketlere girişiyor. Zombili mahnwadır, yaşam mücadelesidir diyorum ve hoş görüyorum. Genele bakacak olursak çizimler açısından güzel, konu açısından sevenine sürükleyici, üstüne bir de zombili bir manhwa var karşımızda. Bölümler ilerledikçe gelişen olayları hep birlikte göreceğiz. Buradan da Kalix'e Madonna'dan Like A Virgin isimli parçayı ithaf edip bloğu sonlandırıyorum. Sevgiler...xxx
*Soft Fantasy'nin anlamını bilmeyenler için şöyle açıklayayım normal bir kurguda ilk sahnelerde çıplaklık cinsellik gösterilirse eğer bilin ki fantasy kategorisindesiniz, ama bu soft mu hard mı onu da karakterler belirler. Kalix utanıp afalladığı için soft, utanmasaydı gol.
